" Bizim bir arkadaşımız, İHH’ nın Kurban Bayramı organizasyonu münasebetiyle bir Afrika ülkesine gitmişti. Oradan resimler paylaşmış. Kurbanlar kesilmiş, etler ortadaki naylona serilmiş, onun üzerine de işkembe konulmuş. Şimdi bu et sağlıklı mıdır? Bir de İngiltere’de bir hayvan besmelesiz kesilmiş, hayvan sağlıklı, et süper ancak helal mi? Değil. Demek ki her sağlıklı et helal değil, her helal et de sağlıklı değil. Bu ayrıma dikkat etmemiz gerekiyor.
Vücudumuzda 100 trilyon hücre bulunuyor. Bunun 10 katı kadar da mikroorganizma var. Bunların vücudumuzdaki ağırlığı da yaklaşık 3 kg. civarında. Vücudumuzdaki bağırsaklarımızı açma imkanımız olsa, 200 m2 alanı kaplıyor. Vücudumuzda yararlı ve zararlı mikroorganizmalar var. Bunlar dengede olduğu zaman vücut sağlıklı oluyor. Seratonin denilen bir hormon var. Ekmeğin kabuğunda, muzda çok vardır. Mutluluk hormonudur diğer adı. İnsana mutluluk verir. Seratonin’in %80’ni bağırsaklarda üretilir. Bağırsak mikro florası bozulan insanların, şizofreni, depresyon, anksiyete gibi hastalıklara yakalandığı görülmüştür. O nedenle bağırsaklardaki mikroorganizmaların korunmasına çok dikkat etmek gerekiyor.
Bir insan vücut ağırlığı kadar gıda katkı maddesi tüketir. Gıda katkı maddelerine vücudun hiç ihtiyacı yoktur ancak, gıdaların raf ömrünü uzatmak için bu maddeler kullanılır. Sınav zamanı uyumamak için kahve veya neskafe içersiniz. Zamandan kazanmak için de 3’ü bir arada kullanırsınız. Bir diğeri de enerji içecekleri. Nescafelerin yanında kullanılan coffemate’lerin içerisinde margarin, krema, süt tozu bulunmaktadır. Siz kahvenin içine tutup da bir kaşık margarin koymazsınız ancak, böyle katkı maddeleri ile kullanmış oluyorsunuz. "