• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

HER HAFTA PAZAR günleri, Saat 14:00'te Prof. Dr. Kamil MİRAS Külliyesinde, farklı konu ve konuklarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarımızın bu haftaki konuğu İslâmi İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Kadir YILDIRIM oldu.











Kıymetli kardeşlerim

Dünyanın dört bir tarafında buraya toplanan Çok değerli birbirinden değerli kardeşlerim yüreği güzel kardeşlerim hepimiz programımıza Hoş geldiniz.

Programın konusu malumunuz ‘’özgüven inşası ve kişisel motivasyon’’. Bir Müslüman gencin kimliğini inşa ederken karakterini bina ederken Kendine güven sahibi olması kişiliğini kişiliğini oturması noktasında görevini test etmesi ve motivasyonu sağlaması hakikaten çok büyük önem arzediyor bunun  eğitimsel olarak  formasyonu boyutu var. Ben İlahiyatçı olmam nedeniyle dini olarak yaklaşmak istiyorum Bu motivasyonu bu özgüveni nasıl yakalayabiliriz bir genç hangi yollarla bu motivasyonu ulaşabilir gerek Kur'an ile gerekir peygamberin sözleri ile bu anlamda bize örnek teşkil eden bazı hadiselerden sizlere aktararak programımızı icra edeceğiz.

Özgüven nedir diye soracak olursak kendimize şu şekilde bir tanım yaptın. Kişinin bir eylemi gerçekleştirebilme  güç ve potansiyelini kendisinde var olduğunun farkına varması. Buna Özgüven gidiyoruz. Motivasyon ise; Kişinin bir eylemi yapmaya kendisinin yeterli ve hazır hissetmesi.

Bu motivasyonu bu öz güveni nasıl  elde elde edebiliriz. Müslüman bir genç imanlı bir genç Bu motivasyonu ve özgüveni kaynakların ne olduğunu bilmez ise nasıl hareket edeceğini bilmezse motivasyona sahip olması mümkün değildir.  Özgüven ve motivasyon Birbirinin tamamlayıcısı olduğunu düşünüyorum ve üç ayaklı saç ayağına oturduğunu düşünüyorum.

Bu üç ayak birincisi imandır Allah'a iman.Allah'a iman eden bir kişi Allah'tan korkan kişi başka hiçbir şeyden korkmaz. Allah hakiki bir iman sahip olan Özgüven noktasında da mesafe almıştır Sait Nursi hazretlerinin bir sözü var İman hem nurdur hem kuvvettir.

Hakiki imanı elde eden kişi kainata meydan okur, Çünkü ima ettiği zat Allah Celle Celalühü Onun için tek dayanak tek güvencedir.

Mehmet Akif diyor ya; ‘’imandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür imansız olan paslı yürek, sinede yüktür.’’

İman insanın en değerli varlık yapan unsurdur. Allah İnsan olun yarattıktan sonra meleklere insanoğlundan bahsederken bir isimden bahsetti onlara ‘’innî câilun fîl ardı halîfeten’’ Ben Yeryüzünde Bir halife yaratacağım diyor İnsanoğlu kendisini Allah'ın yeryüzündeki gölgesi olduğunu temsilcisi olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarmamak neyi temsil ettiğini bilmeli bu her yerde böyledir siz bir yere gittiğinizde kendi şansını değil de özellikle arkanızdaki temsil ettiğini organizasyon varsa ona göre hareket etmeyi tercih edersiniz insan da yeryüzünde Allah'ın temsilcisi olduğunu hiçbir zaman unutmam ve Allah onu yeryüzüne temsilci olarak halife olarak gönderdikten sonra insanı öyle başıboş varlık olarak bırakmamıştır yüzünden bir takım manevi özelliklerle donatılmıştır potansiyel vermiştir onlara ve dünyada bütün nimetleri onun istifadesine sunmuştur. Allah'ın insanoğluna bahşetmiş olduğu maddi ve manevi kudretleri içerisinde en üstün nimet ise imandır. İşte o özgüveni sağlamak için potansiyelimizin farkına varmak için sahip olduğumuz kuvvetin kalbimizdeki iman olduğunu bilmemiz gerekir imansız bir insanın Allah katında hiçbir değeri yoktur İmansız insanlardan bahsederken Allahu Teala ayeti kelimede buyurur ki; ulâike kel en’âmi bel hum edallu, Onlar hayvanlar gibidirler Allah'ın onlara vermiş olduğu akıl nimetini onlara emrettiği bahşettiği imanı kullanmayıp değerlendirmeyip bu  dünyada nefsi ihtiyaçlarının şehvetlerine karnını doyurmak için sadece bir hayvanca duygularla yaşayan insanı Allah insan olarak koymamıştır. Evet kul olarak insandır o,  görünüşte eli ayağı yüzü kulağı ile insandır, ama insana bahsetmiş olduğu en büyük nimetten yoksundur o da iman nimetidir.

Değerli kardeşlerim Allah'ın bize baş etmiş olduğu imanın bizim için en büyük ilham kaynağımız en büyük gücümüz olduğunu unutmamamız gerekir Müslüman fark Mümin isek Allah'a teslim olacağız gerisini düşünmeyecegiz. Hakiki imanı elde edebilen insanlar kainata meydan okuyan kimselerdir haksızlığın karşısında sesini çıkarabilen başını kaldırabilen insan Hakiki imana sahip insandır. Hz Peygamber Sallallahu Aleyhisselam Allah ona; ‘’bellıg mâ unzile ileyke min rabbike’’Rabbinden sana indirileni Insanlara ulaştır insanlara tebliğ et buyurdular yanında kim vardı rabbinden başka neyi vardı kimi vardı kalbimdeki imandan başka neyi vardı hangi gücü vardı Hiçbir şeyi yoktu ve tek başına olmasına rağmen Mekke'nin cehaletin de cahiliye döneminde Allah'ın varlığını ve birliğini haykırdı. Bütün peygamberler böyledir dünya kurulduğundan itibaren hak ile batılın savaşı devam etmiştir peygamber hakkın temsilcisi olmuştur ve genellikle bir kişi olarak çıkmışlardır Hz Peygamber (s.a.v) gibi onlar kendilerini bahşedilen iman nimetinin sadece sadece Allah'a güvenip Allah'tan korkup Allah da onları yalnız bırakmadı ve muvaffak oldular, muzaffer oldular bir yola çıkarken bir işe koyulurken bir şey için niyet ederken okula giderken ders çalışırken niyetimizin ne olduğu çok önemli Allah'ın rızası olur ise şayet Allah da bizim mutlaka yardımcımız olur. Dünya birtakım kaygılar nefsimizin arzu ettiği hedefler olursa Allah'ın yardımı da beklemeye hakkımız olmaz. Gayemiz rıza-i ilahi olursa yardımımızda Allah’u zülcelal olur.

Insanın Güven sahibi olabilmesi için kendine güvenmesi için çıkıp insanlar huzurunda onlara bir mesele hakkında bize Hatta bulunması için yeri geldiğinde haksızlığa karşı sesini yükselt edilmesi için itiraz edebilmesi için sahip olması lazım kendine güven edilmesi lazım doğru yolda olduğuna İnana bilmesi lazım.

Davasının halk olduğundan, inancının doğru olduğundan şüphe duymaması lazım, bu şüpheyi bertaraf eden kişi hakiki imana sahip olan kişidir ve sesini yükseltebilir, elini kaldırabilir, hayır diyebilir. Fakat özgüven noktasında veya üzerinde bulunduğu dava ile dini ile itikat ile şekil ile ilgili şüphe duyan kişi o haksızlık karşısında sesini yükseltebilme başını kaldırabilme cesaretini gösterilecektir. 

İmanın özgüven sahibi olabilmemiz için motivasyon elde edebilmemiz için en temel dayanak  olduğunu söyledik. İnsanın özgüven yani kendine güven demektir. Öz eski Türkçe'de kendi anlamında kullanılan bir kelimedir. Kendine güvenen insan kendine neyle güvenebilir? Bu psikolojik ve ruhsal bir şeydir bu güveni insan nereden kaynaklanabilir? Kanaatim iki türlü güven duygusu var yani kaynak olarak bizim hissettiğimiz güven duygusu ne kaynağıdır birincisi kuvve-i Nefsi yedir.  insan nefsini farkına varır der ki ben çok güçlüyüm çok iyi yetiştim çok iyi biliyorum Çok doğru biliyorum çok çalıştım diye fiziksel anlamda yani dünyevi şartlara bağlı olarak düşünüp ve nefis kaynaklı olarak hareket eder Ve özgüvenini öyle inşa eder bu insan Güven duyduğu nokta fiziksel şartlar olduğundan dolayı veya o insanın şu tehlikeye düşme noktası da var o da kuvve-i nefsiyle diyoruz ya hepsi çok fazla güven duygusu aşırı merak insanı atar ya da düşürebilir yarı yolda da bırakabilir Hatta o insana şeytan vesvese de verebilir ve Şeytan insanı günah işlemeye kader ve yarı yolda yalnız bırakır bu insanın hataya düşme ihtimali vardır.

Güven duygusunu kendisinden nefsin ile fiziki şartlarından alan kişinin İkinci kaynak kuvve-i manevi yeridir kuvve-i Ulviye de diyebiliriz. insanoğluna Allah'ın bahşetmiş olduğu manevi kuvvet işte bunun karşılığı imandır. İmandır bunun karşılığı o imana sahip olan kimsenin yola çıktıktan sonra bir davaya baş koyduktan sonra güvensizlik duyması söz konusu olamaz hakiki imanı elde etmiştir, ama hepsi bir takım hepsinin pofpoflaması ile tabiri caizse ile özgüven pompalaması ile ortaya atlayan kimse yalnızlığa  düşebilir ama Allah'a dayanan gücünü imanından alan kimse çıktığı yolun sonuna kadar yürümeye cesareti gösterir.

 

 İkinci dayanağımız güvenimizi motivasyonunuzu ikinci dayanağı aynı zamanda başarıya ulaşmanın da ikinci yolu da diyebiliriz bu da sabır ve azim dir. Bir yola baş koyduğumuz zaman tüm engellere rağmen atılan her çamura rağmen Ya edebilmektir sabır insanları başarıya götüren en kuvvetli eserlerden birisidir özelliklerden birisidir Allahu Teala buyuruyor ya; ‘’fe izâ azamte fetevekkel alâllâh’’ Doğru bildiğin yolda yürü Allah seni yalnız bırakmayacaktır teşekkür ettiğini nokta dayandığını nokta her şeyi elinde her gece elinde bulunduran zat-ı ilahidir ona dayanan kimse sırtına en güçlü ya dayanmıştır. Zayıf bile olsa Allah kimin yanındaysa odur kuvvetli olan, kuvvetli bile olsa Allah'ı karşına alan kimse galip gelemez. ‘’Müminin çok hayret uyandırıcı bir hali vardır O sadece mümine aittir onun başına bir sıkıntı geldiğinde bir bela geldiğinde sabreder bu onun için hayırdır bir nimete kavuştuğunda da şükreder bu da onun için hayırdır.’’ Başka alternatif yok Zaten. Başımıza gelen her şeyden bir hayır olduğunu bilelim sıkıntılı Allah'a karşılaştığımızda sabrederim nimetlere kavuştuğumuzu şükredelim Hamd edelim hepsini Allah'tan geldiğini hepsinin bizim Allah katındaki derecemizi yükselten bir vesile olduğunu unutmayalım. Allah ayetinde ne diyor; ‘’Ve lâ tehinû ve lâ tahzenû ve entumul a’levne in kuntum mu’minîn’’ Gevşemeyin Üzülmeyin Eğer inanıyorsanız Üstün gelecek olan sizlersiniz.

 Eğer Allah'a Hakiki imana sahip iseniz muhakkak ki Sonunda kazanan Siz olacaksınız.  Elhamdülillah müslümanız Allah'ın bize verdiği hayat nimetini güzel bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz ama bunun bir son olmadığını biliyoruz bu dünyanın da bir nasıl ki dünya Hz Peygamber buyuruyor,  dünya bir tarladır ahirette hasat yeridir. Bunun karşılığını alma yeridir. Bir müslüman şöyle düşünürse büyük hataya düşer, her şeyin karşılığını Allah'ın dünyada verdiğini veya insanın amellerinin çalışmalarını gayretinin karşılığını sadece dünyada kazanabileceğini düşünürsek hataylıyız o zaman ahiretin bir anlamı kalmaz.

İnsan eşrefi mahlukattır yaratılmışların en üstünü en şereflisidir. insan dışında yaratılan bütün varlıklar dünyada insanoğlunun hizmetine istifadesine sunulmuştur. Çok büyük olur ile şereflendirdi karada ve denizde birtakım vasıtalarla taşıdık diyor ayetinde. Onur çok büyük rızıklar verdik. Bu bakımından İnsan oğlunun kendisine Allah'ım nasıl bir değer verdiğini nasıl bir fazilet aklettiğini hiçbir zaman aklından çıkarmaması gerekiyor. Şunu unutmamamız gerekiyor Allah'ın şöyle bir prensibi var kullarına karşı mümin olsun olmasın ayrımı olmaksızın. ‘’Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ. Insanoğlu için ancak çalıştığının karşılığı vardır insanoğlu için  Mümin olsun kafir olsun her şeyin karşılığı var Allah çalışana veriyor bu mümin bu münafık diye bunun ayrımını yapmıyor Allah'ın dünyadaki prensibi sünneti bu şekilde kim çalışırsa ona verir imanla iltifatına milletini ırkına bakmasın kimsenin kalkıp da şunu deme hakkı yok ya Allah neden kendisine iman etmeyen kendisini karşı olan  kendisine ortak koşan bugün dünyanın başında yer alan millete devlete izin vermiş demeye hakkımız yok. Çalışmışlar elde etmişler durdukları yerde Allah onları nimeti vermedin Amerika durduğu yerde büyümedi İngiltere durduğu yerde büyümedi İsrail durup dururken büyümedi Yüzyıllar boyunca çalıştılar nasıl dünyanın başına hükümdar olabiliriz nasıl Müslümanların başına bela olabiliriz nasıl onları bu topraklardan edebiliriz nasıl onları bilebiliriz nasıl dinlerini düşürebiliriz onun çalışması yapıyorlar ve çalıştıkları için Allah çalışana karşılığını veriyor ve biz de çalışırsak karşılığını verecek onlar güçleriyle bunu yapıyorlar Allah onların yardımcısı değil ama çalışırsanız sizin yardımcınızım diye Allahın sözü var. Şu anki müslüman gençlerde de bir birlik var kardeşlik şuuru var ve görüyorum dilini ırkını mezhebine bakmıyor rengine bakmıyor ‘’İnnemâl mu’minûne ihvetun’’ sloganı ile hareket edebilen bu şuurlu bir gençlik oluşuyor Elhamdülillah. Müminler bu kardeşlik duygusu nasıl olup onun gereklerini yerine getirdikleri zaman karşılarına hiçbir gücün duramayacak yani Görecekler

 Amerikadan Korkuyoruz İngiltere'den korkuyoruz İsrail'den korkuyoruz Niye Çünkü ben kendimi sadece ben oraları düşünüyorum bir sorar düşünemiyorum ben ister yenemem diyorum ben Amerika'yı yenemem Herkes kendi içerisinde böyle düşünüyorum ben yapamam ben yapamam biraz daha büyütürsek devletler olarak bunu düşünüyoruz Milletler olarak böyle düşünüyoruz Ben değil de biz diye bilsek kardeş olabilsek kendi potansiyelimizi kendi özgüvenimizi farkına varabilecek o zaman karşımızda hiçbir gücün duramayacağınız fark edeceğiz hissedeceğiz özgüven sadece bireysel boyutta değil milletlerin de özgüveni vardır halkların devletlerinde özgüveni vardır işte biz ne zaman ki Ümmet özgüvenine sahip olabilirsek biz müslümanız biz kardeşiz aynı kıbleye yöneliyoruz aynı Allah'a el açıyoruz aynı peygamberin yolundan yürüyoruz aynı kitabı okuyoruz biz olduğumuzu fark edersek o zaman gücümüzün de farkına varacağız ve karşımıza hiçbir şeyin duramayacağını o zaman göreceğiz.

Bunun için sizler ahir zaman gençleri olarak bu şuuru ümmete aşılayacak olan sizlersiniz arkadaşlar kardeş olduğumuzu bir olmamız gerektiğini beraber olmamız gerektiğini unutmayacağız.

15 Temmuz'da hatırlayın insanın özgüveni olur fakat milletlerinde özgüveni vardır. 15 Temmuz hadisesini başarı olamamasının  sebebi bu milletin kendine olan özgüveni Allah'a olan imandır. Eğer karşıdaki insanın fiziksel de ona bakarak hareket etseydi ben yapamam onun elinde olan imkan bende yok onun elindeki silah bende yok deseydin muvaffak olmayacaktık.  Ama ben doğru yoldayım bu millet doğru yolda bizim yardımcımız Allah'tır diye yola çıkarak onların karşısına silahıyla değil imanıyla dikildiğinde Allah bu milleti muvaffak etti ve bu belayı başlarından savunmayı nasip etti Allah hiçbir müslüman toplumlar bunu yaşatmasın. Toplumsal olarak tabi Özgüveni inşa etmek zorundayız

Üçüncü olarak tevekkül. Tevekkül, vekil  kelimesi ile aynı kökten gelir. Vekil tayin etmek demektir Allah benim vekilimdir demektir.  ‘’ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr”’’ Allah ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır bu tekbire sahip olabilmek önemlidir Öncelikle Tevekkül nedir Onu bilmek lazım tevekkül Allah'a dayanmaktır Allah'a güvenmektir ama tevekkül sadece dayanmak değil fiziksel anlamda Üzerimize düşen vazifeleri yaptıktan sonra neticeyi Allah'a havale etmektir Biz üzerimize düşeni yapacağız ve sonrasında neticesini Allah'a bırakacağız tevekkül budur. Yoksa hiçbir şey yapmadan tevekkeltü tealallah deyip  yola çıkılmaz. Hz Peygamber ne buyruyor ; deveni bağla sonra tevekkül et.

Değerli kardeşlerim, İslam coğrafyasının dört bir tarafından gelen temsilcileri olarak afyonumuz da sizi misafir etmek bizler için çok büyük onurdur. Gerek Türkiye, gerek Afyon'a, gerek de programa katıldığınız için sizlere teşekkür ediyorum umarım istifadeli olmuştur.

 Hepinize teşekkür ediyorum Allah razı olsun



684 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.651439.8103
Euro46.689546.8766
Hava Durumu
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam6
Toplam Ziyaret46519
Saat